Enes Ümit Uzuntaş, Sığınık işlerinde sığınmacıların yaşamlarını yansıtırken; Nuran Aydın ise Çay Toplayıcıları adlı çalışmasında çocukluk anlılarına inerek, yıllarca devam eden ritüelde varlığını ortaya koyduğu bir dönüşümü sergiliyor. Handan Akgün, Uganda Restoran isimli çalışmasında İstanbul’un tarihi yerlerinden Kumkapı’da bir yaşayış biçimine ve anılarına dokunarak, bizleri Afrika ülkelerinden gelen insanların uğradığı bir mekâna götürüyor.
Nilüfer Demir, Hacıahmet isimli işinde göç, göçmen olmak, kent, köy, mekân-insan ilişkisi gibi kavramlara yönlendirirken; Güven Kebeci ise Tohum adlı işinde aidiyet ve göçebelik kimliklerinin üzerine giderek bir sorgulama gerçekleştiriyor. Sevim Gündoğdu, Huzur isimli çalışmasında İstanbul’un karmaşası içinde yer alan; ancak iyi bir şekilde saklanarak yaşayış dokusunu bozmayan eski bir İstanbul evinin hikâyesini izleyiciye sunuyor.
Nilüfer Demir, Hacıahmet isimli işinde göç, göçmen olmak, kent, köy, mekân-insan ilişkisi gibi kavramlara yönlendirirken; Güven Kebeci ise Tohum adlı işinde aidiyet ve göçebelik kimliklerinin üzerine giderek bir sorgulama gerçekleştiriyor. Sevim Gündoğdu, Huzur isimli çalışmasında İstanbul’un karmaşası içinde yer alan; ancak iyi bir şekilde saklanarak yaşayış dokusunu bozmayan eski bir İstanbul evinin hikâyesini izleyiciye sunuyor.
0 yorum:
Yorum Gönder